Tüm tutkuları ve cesaretiyle aklının odalarındaki duvarlarda seslerin asılı kaldığı, ruhunun koridorlarında koşturan ritimleri, Caz’ın transparan süzgecinden geçirerek kendine özgü enstrümanı ile bir festivale dönüştüren, müziğin iyileştirici ve birleştirici gücüne inanan herkesi bir kapıdan girip bambaşka kapılardan çıkaracak, mananızı bulmaya davet eden mükemmel bir Kaan Çelen albümü bu. Dünyada bir uzvunu kullanamayan ama engel de tanımayan sanatçının yayınladığı albüm dünyada bir ilk olması açısından da büyük önem taşıyor. Through the rhythms of his mind, with all his passion and courage running through the corridors of his soul, where the voices hang on the walls in the rooms of his mind, by passing this through the transparent filter of Jazz and transforming it into a festival, taking everyone who believes in the healing and unifying power of music through completely different doors, this is a perfect Kaan Çelen album that invites everyone to find their own meaning. The album holds a great importance in term of being the first which was released by an artist who is unable to use an arm but defies any obstacles nevertheless.